31 Aralık 2013 Salı

Kelebekli Elbise (10 Yaş)

Aldığım kumaşları aklayıp pakladıktan sonra en renklisiyle işe koyuldum. Pazar günümü dikişle geçirdim ama sonuca değdi. Aralık 2013 Burda- Çocuk Modellerindeki bir kalıptan esinlendim. Esinlendim diyorum, çünkü diktiğimin modelle uzaktan yakından alakası yok :) Eşimin 10 yaşındaki yeğenine diktim. Zayıf ve uzun boylu. Olur mu bilmiyorum. Biraz göz kararı oldu. Modeldeki kalıbı 2-3 cm büyüterek kestim. Renkli kumaşlar buldukça da etek yelek dikmek istiyorum. Kendime diktiklerimi gösterirken "Bana da etek diker misin" deyişi vardı ki, al top top kumaşları seri üretimle dik, öyle içtendi. 

Astarlı dikmek gerekti, kumaşım şifon çünkü.  Ama anladım ki, içeriden dikişle çok temiz yaka elde edilebiliyor, aklıma kazıdım bunu. Yaka çevirmede çok zorlanıyorum. Bu şekilde çözüme kavuştururum artık.

Veee sonuç... Ben beğendim kendilerini. Umarım Minik Prenses de beğenir. 


Herkese mutlu, sağlıklı, huzur dolu bir yıl dilerim. Yeni yılda umduklarınız ve dilediklerinizin gerçekleşmesi dileğiyle. Hoşçakalın...

30 Aralık 2013 Pazartesi

Kumaş Seçimi

Dikişte kumaş seçiminin çok çok önemli olduğunu duyardım da deneme yanılmayla tecrübe edeceğimi beklemezdim. Pazardan bir çok kumaş almıştım. Ucuza, elimin tozunu atarım diye. Sonra krem ve siyah renkte bir çok parça kumaş ekledim bu koleksiyona. Sırf astarda falan kullanırım amacıyla. Ama siyah kumaşlardan biri ilişti geçenlerde gözüme. Basic formda bi bluz dikeyim dedim. Sonuç tam bir facia. Dikişte problem yok ama kendileri  "Çadır gibi" ifadesine yakışan cinste. Tabiiki atmayacağım, o kumaşı ilginç bir projede kullanacağım, kafamda oluşturabilirsem. Kaloriferlerimiz yanmaya başlayınca dikmek istedim bir şeyler. Ama elimde kumaş yok diye harekete geçemedim. Pazara gittim bu hafta parça kumaş almaya. Şanssız bir hafta olduğunu söylemeliyim. Çok da içime sinmemiş olmasına rağmen bunları buldum. Güzel şeyler çıkar umarım. Kumaş seçimi konusunda becerikli değilim, ya da hayal gücüm o kadar geniş değil sanırım.
 
Herkese mutlu haftalar...

25 Aralık 2013 Çarşamba

Bu aralar...


Fazlasıyla üşengeç geçen şu günlerde vicdanım dikiş makinemin yanında duruyor. Sürekli şunu da dikmeye çalışayım, bunu da öğreneyim diye içimden geçiriyorum ama kalkıpta icraata geçemiyorum. Bu dikiş aşkının çok uzun süre benimle olacağını bildiğimden geleceğe de yatırım yapmayı ihmal etmiyorum tabii. Bi tanıdığımdan 2000 li yıllara ait 2 burda dergisini ödünç aldım. Elimdeki sayılarla karşılaştırdığımda gerçekten eski burdaların modellerini övenleri anlıyorum. Birbirinden farklı modeller var tek bir sayı içinde ve dolu dolu :) Bir sürü modası geçmeyecek, her zaman kullanılabilir parçalardan seçtim ve kalıplarını çıkarıyorum. (Modadan çok anladığımdan değil bu söylemim, 2001 yılının Burdasındaki bir modelin 2013'ün sonunda hala kullanılıyor olmasıdır bana bunu düşündüren :) Sanırım bu hafta içi parşömen kağıtlarıyla yatıp kalkacağım :) Bilgilerini de dosyalayıp ilerki zamanlarda kullanılmak üzere kaldıracağım kalıplarımı. Kalıpla çalışmak bu sıra bana zor geliyor olsa da inanıyorum ilerde çok işime yarayacak. Ve umarım o ileriki zaman çok ilerde değildir. 



Çok acemi ve çok hevesli terziden selamlar...

23 Aralık 2013 Pazartesi

Fincan Keki

Evet evet,farkındayım. Henüz  açılalı 3 hafta olan ve başlarken dikiş-dıy projelerini paylaşma amacı taşıyan blogum, tarif bloguna dönmek üzere :) Kafamda oturtamadığım şeyler var. Bi yandan dikiş aşkı devam ediyor ama bi yandan da neyi nasıl dikeceğimi bilmediğimden başına geçemiyorum. . Soğuk hava, kaloriferlerimizin yanmıyor oluşu (teknik problemler,) bendeki rehavet... hepsi bi etken diye düşünüyorum. Umarım kısa zamanda geçer. 
Size de olur mu bilmem, ne zaman "diyete başlamalısın artık" desem kendime, pasta, börek, yemek yapma isteği gelir. Bu haftasonu da öyle oldu. "Pazartesi bi olsun" diye başlayan bi dolu cümleyle geçti geçen hafta. Pazartesi oldu ama değişen bir şey yok. Önceden irademe çok hakim biriydim. Şimdi ise üşengeçlik paçalarımdan akıyo. Umarım 2014 te sistemli, planlı, programlı ve bunlara uyan sağlıklı bir ben  olurum.
Neyse gelelim basit ama bi o kadar da leziz tarife :)





Malzemeler (5-6 fincan): 

  • 1 yumurta
  • 1 buçuk çay bardağı şeker (10 dolu yemek kaşığı)
  • 1 çay bardağı süt
  • 2 çay bardağı un 
  • 2 dolu çorba kaşığı kakao
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya




Yapılışı:
Önce şeker ve yumurtayı kabartana kadar çırpıyoruz. Ardından diğer tüm malzemeleri de ekleyip 5-6 dakika daha çırpmaya devam ediyoruz. Kullanacağımız çay-nescafe fincanlarımızı yağlıyoruz ve kek karışımını içlerine yarım yarım dolduruyoruz ki kabaracaklar kendileri :) Genişçe bi tencereye fincanlarımızı yerleştirip fincanların yarısına denk gelecek kadar ılık suyu tencerenin dibine dolduruyoruz. Kaynayana kadar ağzı açık kalsın. Kaynadıktan sonra kısık ateşe alıp cam kapakla kapatın ve 20 dakika hiç açmayın. Bu 20 dakikanın ardından kabarmış olmaları gerek. Ocağın altını kapatın ve 15 dakika kapak kapalı biçimde içini çekmesini bekleyin. Yani kaynamanın ardından ağzı kapalı şekilde 20 dakika kısık ateşte, 15 dakika ocağın altı kapalı biçimde bekleyecekler. Ve son aşama, kek hazır. Fincanlarınızı ters çevirip içindeki sünger keklerinizi çıkartabilirsiniz. :) Dilerseniz çikolata sosu ya da hazırladığınız pudingi, kremayı keki dilimleyerek aralarına sürebilirsiniz. Afiyet olsun...


Haftanızın lezzetli geçmesi umuduyla...




20 Aralık 2013 Cuma

Tava Böreği

Oldum olası kolay ve lezzetli şeyleri sevmişimdir. Hele ki evde yemek yoksa, işten de yorgun geldiysem yapılacak kolay tariflerle kendimi mutlu ederim. Geçenlerde bu böreğin patateslisini yapmıştım. Ama itiraf etmeliyim ki eşim de bende patateslisini daha çok beğendik. Zaten yapılışı ve pişirme şekli aynı. İç harcının patatesli hazırlanışını da ekliyorum. 

Malzemeler: 3 adet yufka, geniş ağızlı bir tava, bide tavanın kapağı :)
İçine sürmek için
  • 1 çay bardağı süt , 
  • yarım çay bardağı sıvı yağ,
  • 1 yumurta,
  • 3-4 kaşık yoğurt (Hepsini bi kapta karıştırıyoruz.)


  1. Peynirli iç harcı için; 200-250 gr lor, 7-8 dal ince doğranmış maydanoz (Tuzu peynire göre  ayarlarsınız ve peyniriniz yağsızsa da harcın içine yağ ilave edebilirsiniz.)
  2. Patatesli iç harç için; 4-5 adet haşlanmış patates, 1 kuru soğan, 2-3 yemek kaşığı sıvı yağ , tuz, karabiber, pul biber. ( Yağladığımız tavada zar şeklinde doğranan soğanları kavuruyoruz. Sonra haşlanan patatesleri küçük küçük doğrayarak soğanlarla kavurmaya devam ediyoruz. Pişmeye yakın baharatlarını atıyoruz..)


Yufkaları yarım daire olacak şekilde kesiyoruz. Arasına sürülecek olan sütlü-yoğurtlu malzemeyle katları önce yağlıyoruz, daha sonra dairelerin geniş kısmına peynirli ya da patatesli harcı uzunca yayıyoruz. Kenarları içe kıvırıp rulolar yapıyoruz. Çarşaf Böreği gibi tavaya ruloları tek tek sarıyoruz. İşlem bittikten sonra aralara sürelen malzemenin geri kalanını (bir çay bardağı kadar) böreklerin üzerinden döküyoruz. Ağzı kapalı bir şekilde, kısık ateşte 2 tarafını çevirerek 20-30 dk pişiriyoruz. (Rulo yapmadan, yufkaları parçalayarak da yapılır ama içindekiler yerken dökülmesin diye bu şekilde yapmayı tercih ettim. )

Afiyet olsun. :) Hazır haftasonu da gelmişken güzel bir kahvaltıya eşlik eder belki böreğim :) 
Mutlu haftasonları :)

Başlarken...

Dikişe başladım ama nereden başlayacağımı bilmeden. Önce sanayi makinesinde pratik yaptım, "bu işi gerçekten becerebilir miyim" diye denedim kendimi. Masura, mekik, çağanoz, ilik açıcı, tela, biye.... o kadar çok yabancı olduğum şey vardı ki. Neyi nerde nasıl kullanmalıydım, büyük bir karmaşaydı. İsimlerini duydum çoğunlukla ama şekilleri, işe yarayışları bilinmezdi benim için. 

Elim yatkınmış; dikişe, makine kullanımına. Sonrasında pratik dikiş yapabilecek bi makine alma kararı verdim. Hem istediğim işleri yapabilmeli, hem de bütçeyi sarsmamalıydı. Araştırmalar sonucunda Janome markaya karar verdim. Aldığım makinede beni en cezbeden şey kalın kumaşları rahat dikmesiydi. (Çağanozu çelik olması da önemliymiş.)

Evde renkli ipliklerim, evlenirken annemin aldığı dikiş malzemeleri ve bu malzemeleri koyacak yine annemin el emeği göz nuru şık bir dikiş kutusu başlangıç için yetti. Ama sonrasında denemeler yaptıkça, okuyup gördükçe daha fazlası gerekti.Çeşitli makine ayakları, parşömen kağıtları, düz riga, pistole cetveller, çeşitli düğmeler, fermuarlar, telalar, biyeler de girdi hayatıma.

Mekanik ürünlerin bozulması korkutur beni. Bu sebeple yanlış olmasın diye hep makinemin markasında ürünler aldım.  Dikiş malzemeleri alışverişimi de İnternet üzerinden yapıyorum.Özellikle makine ayakları ve iğneler konusunda çok da faydasını gördüm.  Uygun fiyata kısa sürede elinize geçiyor malzemeler. İncelemek isteyenler  buradan  buyurun. 
Benim başlama serüvenim böyle... Devamını da birlikte göreceğiz. 
Kendi kendine diken, söken, öğrenen, çok mu çok acemi terziden...






18 Aralık 2013 Çarşamba

Desenli Kolay Bluz

Şimdiye kadar kalıpla pek bir şey diktiğim söylenemez. Herkes hazır kalıpların çok kullanışlı olduğunu söylese de bana çok zor geliyor. Göz kararı ya da belli bir kıyafetten örnek alarak dikmek daha çabuk ve kolay bence. Sanırım bu fikrim şimdilik böyle. Çünkü kalıpla bir yelek diktim geçenlerde. Astarlı, cepli, pensli, ilikli,düğmeli falan. Ve çıkan sonuç gerçekten de içime sindi. Fazla uğraş verdim ama gerçekten değdi. Ama daha sonra yayınlayacağım o kıymetli yeleği. Şimdi ise kolay kesim, çabuk dikim bir bluz yayınlıyorum. Sürekli kullandığım, dökümlü kollu triko kazağımı örnek alıp kol kısmında ufak değişiklik yaparak salaş penye diktim. 
Pazara, bakkala giyerim artık :)

17 Aralık 2013 Salı

Neye Niyet, Neye Kısmet


İlk dikişim olan ve beni hüsrana uğratan tuniğin yakası için farklı bir renk niyetiyle çıkmıştım yola. Fakat kumaş alırken renk karmaşası yaşadığımdan bluza uyumsuz bir kumaşla döndüm eve. Amaç petrol yeşili ve fuşya zıtlığında uyum yakalamaktı. Bu fikrimde sabit kalsaydım bir uyum faciası yaşayacağım aşikardı :) Sonradan anladım.Neyse bende aldığım kumaşlardan en uyumlusunu (vizon üzeri krem puantiye) yaka olarak dikiverdim. Gel gelelim rengini çok beğendiğim ancak az kullanırım düşüncesiyle yarım metre aldığım bu kumaşla ne yapabilirdim?

Kendi kendime çıkardığım basit bluz kalıbımla bir tişört dikmeye karar verdim. Allah'tan esnek yapıdaymış ki kumaşın az olması pek sorun olmadı.Kolları ilk başta çok kısa geldi gözüme ve biraz daha uzatmak üzere parça ekledim. Modelmiş gibi, özellikle yapmış gibi durdu; yani görenler öyle söylüyor. En güzeli ise kumaşın her bir santimini kullandım.



Bakalım sonuca siz ne diyorsunuz?
 Terzilerin en acemisinden selamlar :)




12 Aralık 2013 Perşembe

Kısırla İmtihanım

Ahhh Ahh...
Güzel yapılmış, hani şöyle tane tane olan kısırı silip süpürerek hakkını teslim ederim. Ama iş yapmaya gelince, ı ıııhh :( Neden olmaz, neden tutmaz bir türlü anlamadım. Öyle beceriksiz biri de değilimdir ama, neden kısıra hükmüm geçmez çözemedim. 
Evlenmeden önce hiç yapmamıştım, hep annemin nefis kısırlarıyla tatmin etmiştim kendimi. Ne zaman evlendim, kendini eşine kanıtlama dönemi açıldı, ve denemeler başladı bende. Birçok tarif denedim. Hep fışır fışır benimkiler :)). Suyu fazla oluyor. Üstüne örtecek kadar su koyarım olmaz, azaltırım olmaz, denerim yaparım olmaz. Artık vazgeçtim kısırdan dediğim dönem, misafirliğe gittik. Hani şu hakkını teslim ettiğim cinsten kısırdan yedim o akşam. Ve kaçınılmaz son, tarifi yine denemeye kalktım. 

Malzemeler:

2 su bardağı kısırlık ince bulgur
Maydanoz
Marul
Taze Soğan
3-4 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
Kuru Soğan (1 adet)
1 Diş Sarımsak
1 Yemek Kaşığı Domates Salçası
1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
Baharatlar (Pul biber, Karabiber, Tuz...)
Yarım Domates,
Salatalık (1 adet)
Yarım Limon
2 Yemek Kaşığı Nar ekşisi

Yapılışı:
Püf Noktası: Denediklerimden farklı olan kısmı, ince bulguru ılık suyla (sıcağa daha yakın olacak) tozu gidene, suyu berraklaşana kadar (5-6 defa) yıkayıp  suyunu süzüp üstünü örtmek. Evet hiç su koymuyoruz. Sadece yıkadığımız gibi kalıyor.

Sonra tavaya yağımızı koyuyoruz,  ince ince doğranmış soğan ve sarımsağı ölünceye kadar kavuruyoruz. Salçaları ekleyip, baharatlarını da koyuyoruz. 
Ardından tüm yeşillikleri (istediğiniz ölçüde), domates ve salatalığı doğrayıp bir kaba alıyoruz. Daha sonra kısırı yoğurma işlemine geçiyoruz.Şişen bulgurun içine soğanlı-salçalı harcı ,yarım limon suyu, nar ekşisini ve yeşilliklerin 1/3 ünü  döküp 15-20 dk yoğuruyoruz. ardından geriye kalan yeşillikleri döküp damak tadımıza göre, tuz, limon, baharat ayarlaması yapıp, servis ediyoruz.
Afiyet olsun :)

10 Aralık 2013 Salı

Elbise de dikerim, düğüne de giderim

Çok öncesinde almıştım, kuzenimin evleneceği haberini. Tam da dikişe başlamışım, bi elbise yapsam da salına salına giysem dedim. 4 metre kadar desenli kumaşım vardı. Hemen topuklarıma kadar bir çan etek kestim, kumaşı baya inceydi.  "Ben bunu niye aldım" dediğim satenimsi kumaştan da astar dikiverdim. Arkasında fermuarı olacak. Bendeki özgüvene bak. Daha düz dikişi yeni yeni sökmüşüm, fermuar dikicem :))
Etek tamam. Ama üstü nasıl olacak? Siyah bi kumaştan, kolu dirsek boyuna kadar olan düz bir parça geçeyim dedim. Cıkk, olmadı. Attım. Birkaç gün süründü. Tekrar yaptım, bu seferde fermuarla cebelleştim, olmadı attım. Bu sefer birkaç hafta süründü. Ben fazla gözü karayım sanırım, hemen kesip biçip dikmeye kalkıyorum. Yanlış olduğunu defalarca tecrübe etmiş olmama rağmen, hala aynıyım.

Neyse, dolabımı düzenlemeye kalkınca giymediğim sıfır kol bi bluz ilişti gözüme. Gözlerimdeki "İşte bu" parlaması. Hemen bluzun etek kısımlarını kestim kollara ekledim, Eklerken büzerek dikip model verdim. Sonra etekle birleştirdim. Üst kısımın arkasını keserek gizli fermuarı yerleştirdim. Ütüledim giydim, harika...

Düğün zamanı geldi, şehir dışına gideceğiz düğün için. Valizleri hazırlarken hangi ayakkabı, hangi ceket uyumu derken bir ne göreyim, fermuar yerinde, alt bitiş kısmında öyle bir potluk var ki. aman Allahım! Eee ben bunu giyinecektim, öff pööf durumlarını geçtikten sonra kendime geldim ve  nasıl düzeltirim deyip işe koyuldum.Siyah parçadan büyyüükçe bir şerit kesip bele yanlardan diktim. Arkasına fiyonk şeklinde bağlayıp ordaki fermuar potluğunu saklamayı başarabildim.
Düğünde de kimse farketmedi, tebrikleri toplayıp döndüm :)

Çıkarılan ders; 
Her şey sırayla, önce düzgün dikmeyi halledip, fermuar, pile, cep olayına öyle gir :)


9 Aralık 2013 Pazartesi

Çekilin, çekiliş var :)




Yılbaşının yaklaşıyor olması 

çekilişlerin de habercisi kuşkusuz.
 Bu hafta bereketli geçecek sanırım.
 Yasemin Uzunoğlu'ndan 
deri görünümlü çanta kazanmak isteyenler
 buraya tık tık
Herkese bol şans :)

Nebihan AKÇA'dan Kumaş Çekilişi


Herkese mutlu haftalar :)
Ve haftaya çekiliş haberi ile başlayalım...
Oldum olası kumaş çekilişlerini sevdim. Her insanın farklı zevkleri var ve bu zevklerde keyfli bir çekilişle buluşmak bence güzel bir tercih. O yüzden Nebihan'ı çekiliş hediyesi tercihinde kutluyorum ve katılmak isteyenleri buraya davet ediyorum.
Bol Şanslar :)

8 Aralık 2013 Pazar

Önce mutluluk, sonra gerçekle yüzleşme...

Dikişe çok küçük yaşlarda vardı merakım. Biriktirme huyu da tabii. Eskiyen kıyafetlere yeni yüz kazandırma, bunu beceremesem de düğmesini, süsünü, püskülünü atamama huyu :) Çünkü benim nazarımda onlar hep bir şeylerde değerlendirilirdi. Eskiyen kotumun paçalarından elimde yelek dikmem, ya da eldeki ufak parçalardan yaka iğneleri falan yapmam, az parça kumaşla bile mutlaka işe yarar bir şeyler çıkarmam ilgimin kanıtıydı.
Annem çok beceriklidir. Ama nakış, boyama, örgüde. Dikiş pek sarmazdı onu, gerçi hala da öyle. O yüzden önümde dikiş için örnek göstereceğim kimse olmadı. Nereden esti, nasıl oldu hala anımsayamıyorum. Annem evlenirken dikiş makinesi alınmış, şu büyüklerden hani. Ama nedense elimde dikmek daha basit gelirdi, ya da makineyi bozarım, elimi iğnesine kaptırırım korkusu alıkoyardı beni bu eylemden. Evlendikten sonra, küçük yerde yaşıyor olmamızın da etkisiyle çok da sosyalleşemeyişim tekrar canlandırdı bu isteği bende. Ve bir dikiş makinesi sahibi oluverdim.

Ama öncelikle dikiş hatalarını göstermeyecek koyu renkte ve kalın bi kumaşta kendime moral ve şevk yüklemeliydim. 2 yıl öncesinde takip ettiğim bloglardan biri olan betidesign'da gördüğüm dikişsiz salaş yelek (burada) için aldığım örme çelik penyeyi kestirdim gözüme.  Ee dikiş makinem var ama daha kumaş alma kısmına geçememiştim. Derken evirdim çevirdim, üzerine bi bluzu koyup kesiverdim. Kollara parça kısa gelince manşet kısmını uzun yapmam gerekti. Sade renk olunca yakasını farklı yapayım dedim, böylece ilk bluz çıktı ortaya :) Biter bitmez ertesi gün işe giderken giydim. Ama akşama kadar omuzlarım çöktü sanki :) Meğer bir sürü hata yapmışım;
  •  Ön parça omuzu daha kısa olmalıymış, 
  •  Ön beden kol oyuntusu gerekirmiş, 
  •   Arkaya yapmaya çalıştığım o iki pensi öylece değil ölçüp biçip kesip yapmalıymışım falan falan... 

Kendileri şimdi sandıkta :))
Sandıkta duracak değil dolaba asıp giyilecek nice denemelere... :)

6 Aralık 2013 Cuma

Burda- Aralık 2013

                                                                                       
Dikiş dikmek benim için eğlence aracı. Dikemediklerimi attığımda ise yeniden başlamak için kendimi motive etmeme gerek kalmıyor.  Heves olduğunu düşünmüştüm uzunca bir süre. Geçer diye bekledim sanırım. Belki de bu yüzden makina ya da malzemeleri almadım. Elimde diktiklerim, elde dikişe göre hatrı sayılır parçalar olunca eşimin de desteğiyle bu yola adım atmaya karar verişim hızlandı.          
                           
Dikişe yeni başlayanlar -sanki kuralmış gibi - Burda dergileri almalı düşüncesi oluşmuş. Bende bozar mıyım hiç bu kuralı. Kalıp çıkarmak uğraş gerektiren zor bi iş, dergideki hazır kalıpları kullanmak daha basit olduğundan galiba, bende hemen Ekim ve Kasım sayılarından edindim. Gel gelelim evirdim çevirdim kendime göre pek bir şey bulamadım. Birkaç modelde kaldı aklım, ama teknik bilgilerde eksikliğimden o kısmı da çözemedim. Parşömene çıkardığım ama bi türlü kafamda kalıbı oluşturamadığım modellerim oldu :)   Biçki ve dikişi ne zamana olur bilemem.   Sanırım kendime fazla güvenip, zor parçalar seçmişim. 


Burda dergisiyle tanışmam böyle olunca da dergiden soğudum,almam bir daha demiştim. Kendi basit kalıplarımı deneye yanıla çıkardım. Onlarda oynamalar yaparım dedim. Ama Aralık sayısını görene kadar. :)       

Bu sayıda gerçekten güzel modeller var. En kısa zamanda edinmeli bir tane. İmkanları kısıtlı bir yerde olunca biraz geriden takip ediyoruz işte :)  Aralık sayısının modellerinden diken bloggerlar okuyunca kendimi çok geride hissettim :) Neyse,  şimdi olmasa bile dikişi ilerlettiğimde elimde modeller olsun, saklayalım samanı... 

En kısa zamanda benim gibi dikişi seven, yeni başlayanlar için bir yazı hazırlayacağım. Başlarken neler kullanılmalı, basit dikişler için nelere ihtiyaç duyulur gibi. 

Şimdiden herkese mutlu hafta sonları dilerim...                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                           
                                                                                                                                    

5 Aralık 2013 Perşembe

Yine, Yeniden Merhaba...

Uzun hatta çok uzun bir aradan sonra blog dünyasında dönüş yapmaya karar verdim. "ablogno3" adını taşıyan ve 3 arkadaş birlikte açtığımız blogdaki yazılarım 2012 de kalmış. 2014 e sayılı günler kala tek başıma ilerleyeceğim ve yaptıklarımı paylaşacağım bir günlüğüm olmalı dedim, koyuldum yola. Ben ki teknolojiden çokta payını alamamış birisi bunu nasıl yapacak merak içindeyim. :)
Geçen süre içinde birçok sevdiğim blogu takipteydim, yenilerini de keşfettim tabiiki. Gördüğüm, okuduğum; farklı ama yapılabilir şeyleri yaptım, yaptıklarım kadar attıklarım da oldu, yapamayıp aklımda kalanlar da... Öncesinde ufak tefek uğraşlarım vardı. Özellikle takı tasarımıyla ilgileniyordum. Ancak aklımda yıllardır olan, uygulamaya koymak için zamanın ve şartların olgunlaşmasını bekleyen hobimi yeni yeni hayatıma dahil edebildim; dikiş...
Dikiş, tasarım, dıy, takı ve belkide daha fazlasını anlatmak istiyorum bu blogda... Bir açılış konuşması bu kadar uzun olmamalı evet. Yeni yüzü ve yeni adıyla, ablogno2'den herkese yeniden;